17 Şubat 2024 Cumartesi

Meme Kanseri ve Erken Teşhis

T.C. Sağlık Bakanlığı’na göre meme kanseri Türkiye için önemli bir halk sağlığı sorunu ve kadınlarda en sık rastlanan kanser. Meme kanserini erken evrede yakalayabilmek için, kanser mortalitesini azalttığı düşünülen ve etkinliği kanıtlanmış tarama yöntemleri kullanılıyor. Bu nedenle kanser kontrolünün bir parçası olarak, meme kanserinde topluma yönelik tarama programların uygulanması gerekiyor. Bakanlığa göre meme kanserinde ideal yöntem iki yılda bir uygulanacak mamografi ile tarama.

Meme kanseri tedavisinde erken teşhisin önemi büyük. Ancak Türkiye’de 50-69 yaş arası 3 kadından ikisinin tarama yaptırmadığı görülüyor. Avrupa Birliği İstatistik Kurumu’na (Eurostat) göre Türkiye’de 2017 yılı itibariyle son iki senede mamografi ile meme kanseri taraması yaptıran 50-69 yaş arası kadınların oranı yüzde 33,3. Bu oran Avrupa ülkelerinde Türkiye’nin iki katı civarında.

Meme Kanseri Nedir?

Meme kanseri, meme dokusu içinde süt kanalları içerisinde oluşan kanser hücreleridir. Meme dokusundaki süt kanalını oluşturan ve süt yapıcı hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıyla ortaya çıkar. Meme kanserlerinin yüzde 80’i (invaziv duktal karsinom) meme kanserinin süt kanallarında ortaya çıktığını gösterir. Meme kanserinin yüzde 20’si de (invaziv lobüler karsinom) meme kanseri süt kanallarında değil süt bezlerinde gelişir. Meme kanserine neden olan hücrelerin çoğalması ve büyümesi oldukça zaman alır. Ancak çoğaldıktan sonra hücreler lenf ve kan yoluyla vücudun diğer organlarına yayılabilir.

Meme kanserinde önemli olan kanserin kan ve lenf yolu ile diğer organlara yayılmadan tanının konmasıdır. Bu aşamada konulan bir tanı ile tedavi oranı çok yüksektir. Bu nedenle meme kanserinde erken teşhis çok önemlidir.

Meme Kanseri Risk Faktörleri

Meme kanseri risk faktörlerinin en önemlileri değiştirilemeyecek olanlardır.  Bunlar;

  • Ailede meme kanserinin olması,
  • Meme dokusunun yoğun, yağ oranının az olması,
  • Erken adet görme (11 yaşından önce),
  • Geç menapoza girme

sayılabilir.

Bunlar dışında diğer meme kanseri risk faktörleri şunlardır:

  • Emzirmemek ya da ilk hamileliği 30 yaşından sonra yaşamak,
  • Aşırı alkol tüketimi,
  • Uzun süreli fazla sigara tüketimi,
  • Fazla kilolu olmak,
  • Hareketsiz yaşam

Meme kanserinde kadın olmak birinci derece risk faktörüdür. Ailede meme kanseri öyküsü bulunan kişinin meme kanserine yakalanma riski diğer insanlara göre daha fazladır. Meme kanseri vakalarının %5-10’u genetiktir. Aileden geçen bozuk genler sonucu oluşmaktadır. Genetik meme kanserinin en sık rastlanan nedeni, BRCA1 ve BRCA2 genlerinde genetik mutasyondur. BRCA mutasyonuna sahip aile üyeleri için risk, %80 oranındadır.

Yaşlanma veya yaşam şekli gibi faktörler meme kanseri riskini zaman içinde değiştirebilir.

Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Meme içinde kanserleşen bir hücrenin, bir tümör oluşturması ve bir uzmanın muayene sırasında anlamasına ya da radyolojik incelemede belli olmasına kadar hayli uzun zaman geçmesi gerekiyor. Kadınlar genellikle en az 1 cm. büyüklüğüne ulaşmış bir kitleyi, elle kontrol yöntemi sayesinde fark edebiliyorlar.

Günümüzde meme kanseri belirtilerinin çoğu kişinin kendisi tarafından bulunur. Kanserli kitleler nispeten sert, düzensiz kenarlı, yüzeyi pürtüklü ve meme dokusu içinde rahatça oynatılamıyor. Kanser uzak organlara yayılım (metastaz) yapmışsa bu yayılımlar nadiren meme kanserinin ilk bulgusunu oluşturuyor. Meme kanserinin sıkça yayılma gösterdiği bölgeler ise kalça ve omurga kemikleri ile akciğer ve karaciğer.

Ancak bazı hastalarda meme kanseri belirtilerinin hiçbirisi görünmemekte ve meme kanseri yalnızca mamografi incelemesinde tespit edilebilmektedir.

Aşağıdaki belirtilerden en az biri varsa, vakit geçirmeden uzmana başvurulması gerekir:

  • Memede veya koltuk altında ele gelen kitle (sertlik, şişlik)
  • Meme başından akıntı (tek kanaldan kanlı veya şeffaf renkli)
  • Meme başında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu
  • Meme başı derisinde değişiklikler (soyulma, kabuklanma)
  • Meme cildinde yara veya kızarıklık
  • Meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü)
  • Memede büyüme, şekil bozukluğu, asimetri ya da renginde değişiklik (kızarıklık vs.)

Meme Kanserinde Erken Teşhis

Dünya çapında genel topluma yönelik meme kanseri tarama programının başlatılması 40 yaş itibariyle mamografi ve gerektiğinde meme USG ile uygun olarak kabul edilmektedir. Kırk yaşından önce meme dokusu yoğun olmasından dolayı mamografi düşük tanılayıcı etkiye sahip olduğundan bu tetkik genel kullanım için önerilmez. Ancak ailede erken yaşta meme kanseri tanısını almış bireyler, ciddi risk faktörleri mevcut ise yıllık takip daha erken yaşta başlayıp daha çeşitli tetkikleri isteyebilir (meme USG, meme MR).

Mamografi Nedir?

Mamografi, düşük dozda çekilen bir meme röntgen filmidir. Memede, muayene ile saptanamayacak kadar küçük anormalliklerin tespit edilmesi amacı ile çekilir. Hastalık muayene ile tespit edilecek safhadan önce saptanır.

Meme USG Nedir?

Meme USG, memenin ultrason cihazı ile ses dalgaları aracılığıyla görüntülenmesidir. Bu yöntem mamografiden farklı olarak memenin üzerine bir jel sürülürek ultrason cihazının uzantısı olan prob cihazının  meme üzerinde gezdirilmesi ile uygulanmaktadır.

Farkındalık meme kanseri erken tanısında temel unsurdur. Başlangıç için tüm kadınlar her ay adet sonrası 5-7. gününde kendi kendini muayene etmelidir. Postmenopozal kadınlarda her ay aynı günde yapılması uygun görülür. Bu muayene sırasında birkaç ayrı özelliğe bakılır. Memelerin genel şekil ve boyutları ya da aralarındaki fark, ciltte çekinti, renk değişimi, ele gelen kitle, koltuk altında ele gelen kitle, meme başından akıntı gibi önemli bulgular olabilir. Meme başından kırmızı kan şeklinde akıntının gelmesi gibi diğer bulgular tedbir amaçlı doktora başvurulmasını gerektirir.

Kendi kendini muayene sayesinde bir kadın tanı koymaktan ziyade, kendi meme dokusunu tanımak ve oluştuğunda farkını görmelidir. Daha önce olmayan oluşum varsa da genel cerrahi doktoruna başvurmalıdır. Çoğu zaman oluşumlar iyi huylu hastalık temsil etmektedir – endişelenmeyin. Kırk yaşından genç iseniz genel cerrahi uzmanına uğramanız yeterli olacaktır.

Her türlü meme ile ilgili şikayetiniz varken çekilen meme tetkikleri meme muayenesi ile birlikte genel cerrahi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

Meme Kanseri ve Kemik Erimesi (Osteoporoz) İlişkisi

Kemik; meme, prostat ve tiroid gibi kanserlerin en yaygın yayılım (metastaz) yaptığı bölgedir. Özellikle meme kanseri kemiğe metastaz yapmayı sıklıkla sever ve araştırmalarda primer meme kanserlerinin %60–75’inin tanısının kemik metastazları ile konulduğu gösterilmiştir. Ciddi kemik ağrıları, patolojik kırıklar, sinir basıları, kemik metastazlarının yaygın belirtilerindendir.

50 yaşın üzerinde her 3 kadından birinde Kemik Erimesi (Osteoporoz) görülmektedir.